Risale-i Nur Nasıl Bir Tefsirdir ?

Ahir zamanın fen ve felsefenin ve maddeperestliğin hüküm sürdüğü isbatçılığın esas olduğu bu zamanında iman hakikatlarına karşı büyük bir taarruz vardı.
İşte Risale-i Nur, dinin temelini teşkil eden ve hiçbir şüphe ve tereddüt göstermeden tahkiki bir iman ile iman edilmesi gereken bu iman hakikatlarını yani Allah Teala’nın varlığı, birliği, sıfatları, melekler, kitaplar, nübüvvet, vahiy, ahiret hayatı gibi meselelerde aklı, kalbi nefsi ikna edecek açıklamalar yapmış muhteşem örnekler ve isbat yolu ile bu asır insanlarını hususan ehl-i imanı hakaik-i imaniyeye karşı şüphe ve tereddütlerden kurtarmak için güçlü ve inkar edilemez bahislerle izahlar yapmıştır.
Bunları yaparken, diğer tefsirlerdeki gibi farklı kıraat vecihleri, esbab-ı nüzul, i’rab, lügat vb. yönlerini açıklamamıştır. Bu konular önemsiz olduğundan değil, hususan ayrıntılı açıklamaların bulunduğunu geniş var olup onlara havale etmiştir.
Kur’an’ın tefsirini, başlıca ikiye ayırma görüşü İmam Gazali, İbn-i Kayyim ve Muhammed Abduh gibi zatlar tarafından da vurgulanmıştır.
İşte Risale-i Nur, “manevi tefsir” kabilindendir. Manevi tefsir bazılarının zannettiği üzere, “işarî tefsir” demek olmayıp, lafızdan çok, manayı esas alan, manaları ve o asrın ihtiyacına dair konuları anlatmaya yönelen tefsir tarzıdır. Selef-i Salihin’in bu türlü tefsirleri çoktur. Hususan Gavs-ı Azam Şah-ı Geylani, İmam-ı Gazali, Muhyiddin-i Arabi, İmam-ı Rabbani gibi zevat-ı kiramın eserleri, bu kısım tefsirlerdir. Bilhassa Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin Mesnevi-i Şerif’i de bu tarz bir nevi manevi tefsirdir.
Üstad Bediüzzaman “Risale-i Nur, Kur’an’ın çok kuvvetli hakiki bir tefsiridir” der, bazı kimseler bunun ne manaya geldiğini bilmediklerinden, Üstad, şöyle bir açıklama yapma ihtiyacı hisseder:
“Tefsir iki kısımdır: Birisi, malum tefsirlerdir ki Kur’an’ın ibaresini, kelime ve cümlelerinin manalarını beyan, izah ve ispat ederler. İkinci kısım tefsir ise, Kur’an’ın imani hakikatlerine kuvvetli hüccetlerle beyan, ispat ve izah ederler. Bu kısmın pek çok ehemmiyeti var. Zahir malum tefsirler, bu kısmı bazen mücmel (çok kısa) bir tarzda derc ediyorlar. Fakat Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda muannid feylesofları susturan bir manevi tefsirdir.” (ŞUALAR)
Dolayısıyla Risale-i Nur ve ondaki hakaik ve kemalat Üstadın değil Kur’anındır ve Kur’andan tereşşuh etmiştir. Risale-i Nur, yüzer ayat-ı Kur’aniyeden süzülmüş bazı katrelerdir.
Risale-i Nur okumakta amaç katrelerden okyanusa ulaşmak ve Kur’an-ı Kerim’i iyi anlamak ve bu asrın manevi hastalıklarına karşı sunduğu ilaçlar ile şifa bulmaktır.