Nur'un Kahramanları

MEHMED ÇALIŞKAN

1905 yılında Emirdağ’da doğdu. 1944’de Üstad Bediüzzaman’ın yakın talebesi ve hizmetkârı Abdülkadir Ceylân Çalışkan’ın babasıdır. Hz. Üstad 1944 senesinde Emirdağ’a sürgün edildiği dönemde Çalışkanlar Hanedanı’nın önde gelen bir ferdi olarak ona sahip çıktı. 1984’te Eskişehir’de vefat etti. Eskişehir Kabristanı’nda medfundur.

Emirdağ Lâhikasında: “…Emirdağ’ın Süleyman Rüştü’sü olan Çalışkan Mehmed’i Siracü’n-Nur’u almak ve harice giden kitapları anlamak niyetiyle İstanbul’a gönderdik.” şeklinde ismi geçmektedir.

Çalışkanlar Hanedanının tarihî hizmetleri ise Tarihçe-i Hayatta şu şekilde ifade edilmektedir: “Emirdağ’da ilk defa Üstad’la yakından alâkadar olan Çalışkanlar Hânedanı, Kasabalarına nefyedilen bu âlim ve fâzıl ihtiyar zâta yakından dostluk göstermişler, hizmetine koşmuşlar, sırf lillâh için olan bu irtibatlarını sû-i tefsir edenlerin yalan ve tezviratına aldırmayarak alâkalarını gevşetmemişlerdi…”

ESKİŞEHİR 6 AĞUSTOS 1973

Mehmed Çalışkan Ağabey’i 1973 senesinin Ağustos ayında, Eskişehir’deki iş yerinde ziyaret ettik. Ankara’dan Mehmed Kurdoğlu Ağabey ve bir gurup üniversite talebesi ile beraberdik. Kendi dükkânında bize bizlere anlattığı hatıraları hemen anında kaydettik.

CEYLAN EVVELA BENDEN İMAN DERSİ ALSIN

Üstad Emirdağ’a gelince: “Burada Ceylan isminde bir çocuk var mı? O bana hizmet edecek” diye sormuş. Bir gün Ceylan’la beraber ziyaretine gittim. Üstad, “oğlun mu?” dedi. Ben de: “Evet, fırsat düşmüşken çocuğun mektep işini bir görüşeyim dedim. Efendim, çocuk çalışkan ve zeki. Onu yüksek mekteplere vermek istiyorum, ne buyurursunuz?” diye sordum. “İyi… Zeki ve çalışkan olduğu için evvela benden iman dersi alsın, sonra yüksek mekteplere devam etsin” dedi.

CEYLAN’A İLK VERDİĞİ DERS: SIDK

Ceylan’a ilk verdiği ders: SIDK… Buyurmuş ki: “Hiç yalan söylemeyeceksin, daima doğru olacaksın.

Sana bir milyon verirler, sen bana ihanet edebilirsin. Fakat ismin ebediyen lanetle anılır.”

CEYLAN ASKERE GİDERKEN

Ceylan’ın askerlik çağı geldiğinde, Üstad onun biraz geç alınmasını istedi ise de, biz müracaatımızı yapamadık ve Ceylan (Siirt’e) asker oldu. Üstad’ına ‘Allahaısmarladık’ derken, Üstad ona şu nasihati verdi:

“Sen Risale-i Nur esaslarını hareketlerinle yaşa.” Sonra bir pusula verdi. Bu pusulada hatırımda kaldığına göre:

Kıymetli bir hatıra: Mehmet Çalışkan, Nazım Akkurt, Bayram Yüksel (09.05.1977)

“Benim şarktaki dostlarıma ve talebelerime selam olsun” yazılı idi. Ceylan Urfa’ya gidince bunu bir Nakşî şeyhine vermiş. Şeyh kâğıdı okuyup cebine koymuş; “tamam bunu benim için yazmış” demiş. Ceylan iki ay izne çıkınca Üstad: “Urfa Medresesinde kalsın” dedi.

CEYLAN YATAĞINI TOPLAYIP ÜSTAD’IN YANINA GİTTİ

Ceylan nihayet askerliğini bitirdi geldi. Bir gece bizde kaldı. Ertesi gün Üstad: “Bak kardeşim, senin çok evladın var, bunu da bana ver” dedi. “Üstad’ım onu daha evvel size vermiştim” dedim. Böylece Ceylan yatağını toplayıp Üstad’ın yanına gitti.

HZ. HASAN VE HÜSEYİN’İN EVLATLARINDANIM

Osman isminde Ağabey’im vardı. Bir gün şöyle tefekkür ediyormuş. “Biz elhamdülillah Üstad’ın Mehdi olduğuna inanıyoruz. Fakat Mehdi Seyyidlerden olup onun ismi de Muhammed olacak. Üstad’ın ismi ise Said, hem de Kürt.” Böyle düşünürken Üstad birden hizmetinde bulunan Ceylan’a: “Git amcanı buraya çağır” diyor. Osman Ağabey’im Üstad’a varınca: “Kardaşım! Ben Hz. Hasan ve Hüseyin’in evlatlarındanım!” diyor.

MENDERES ÜSTAD’IN ELİNİ ÖPMEMİŞTİR, ÜSTAD’LA DA HİÇ GÖRÜŞMEMİŞTİR.

Adnan Menderes’in Üstad’ın elini öptüğünü ve görüştüğünü söyleyenler, yalan uyduruyorlar. Sadece Menderes Emirdağ’a geldiğinde üstü açık araba ile Üstad’ın kaldığı evinin önünden geçti. Geçerken, karşılıklı elle selamlaştılar. Hepsi bu kadar…


Ağabeyler Anlatıyor 2