TAHSİN TOLA
DR. TAHSİN TOLA Isparta/Senirkentlidir. 1911 yılında dünyaya gelmiştir. 1950’den sonra iki dönem Isparta milletvekili olarak Demokrat Parti’den meclise girmiştir. 1957 seçimlerinde de aday olduğu halde seçilemedi. Daha sonra Sağlık Bakanlığında Müsteşar olarak görev yaptı. Milletvekili olduğu dönemde Bediüzzaman’ı tanıdı. Ali İhsan Tola ile hala-dayı çocuklarıdır. Birlikte gittikleri Barla’da Hz.
Üstad’la ilk defa görüşmüştür.
Tahsin Tola Ağabey Demokrat Parti Isparta mebusu iken, önemli Nur hizmetlerine vesile olmuştur. Bilhassa Risale-i Nur’un yeni harflerle basılmasında büyük hizmeti vardır. Zaman zaman Adnan Menderes’e ve zamanın siyasîlerine Üstad Bediüzzaman’ın bazı ikazlarını iletmiştir. 1957 seçimlerinde Bingöl’den aday gösterilince milletvekili seçilemez. Üstad kendisini tebrik ettiğinde baştan bir şey anlayamaz. 1960 ihtilâlı olunca ihtilâlın dehşet ve meşakkatinden kurtulmuş olduğundan dolayı Üstad’ın kendisini tebrik ettiğini anlar… Ispartalılar kendisine “Kara Melek” adını takmışlardır. Tahsin Tola 23 Mayıs 1983 tarihinde vefat etmiştir.
Ankara’da talebeliğimiz sırasında Emek Mahallesinde bulunan bir dersanede kalıyorduk. 50-60 metre yakınımızda da, Rasih Bayhan Ağabey oturuyordu. Rasih Ağabey, Dr. Tahsin Tola’nın damadıdır. Rasih Ağabey sık sık dershanemize gelir, biz de ara sıra onun evine giderdik. Kendisine: “Tahsin Ağabey gelirse bizi de çağır” diye rica ederdik. 1970 senesinde bir gün Rasih ağabeyden, “Geliniz” diye bir telefon geldi. Evine gittik…
Yakınımıza gelen, Hz. Üstad’ın çok sevdiği talebesi Tahsin Tola’yı ilk defa görecek ve dinleyecektik. Haki- katen melek gibi bir insanla karşılaştık. Çok halîm, sakin, insana güven veren bir fıtratı vardı. Bize bazı hatıralarından anlattı:
MENDERES’E SÖYLE, RİSALE-İ NURLARI NEŞRETSİN
“Üstad’ı ilk defa ziyaretim Isparta’da oldu. Demokrat Parti mebusuydum. Her zaman kullanmadığım halde o gün başımda şapka vardı… Üstad beni şapkayla görmedi, şapkayı dışarı asıp abdest aldıktan sonra huzuruna vardım.
“Bana dedi ki: ‘ Ben Şeyhülislâm Zenbilli Ali Cemali Efendi’nin şapka hakkındaki fetvasına mukabil fetva verdim. Bu şapka için sevap kazanayım diye yirmi Şeyh Said çıkar, isyan ederdi. Bu yüzden binlerce insan öldürüldü. Pişman değilim…’ Üstad benim şapkayla geldiğimi zahiren görmemişti, ama manen görmüş…
“Üstad benimle ‘Menderes’e, Risale-i Nurları neşretsin’ diye haber gönderdi. Ben Menderes’e Üstad’ın selâmını söyleyerek durumu ve Risale-i Nurların mahiyetini anlattım. Menderes hürmetle Üstad’ın selâmını aldı ve ‘Tamam, seni vazifelendiriyorum. Diyanet Reisi Eyüp Sabri (Hayırlıoğlu) Efendi’yle görüşün, hemen tabetsin’ dedi. Fakat Reis çekindiğinden basamadı.
“1957 seçimlerinde parti içinde bazı huzursuzluklar çıktığından, ben adaylığımı koymadım. Fakat rahmetli Menderes, haberim olmadan beni Bingöl’den aday göstermiş. Kazanamadık… Ben Bingöl’e gittikten sonra Üstad, 1960 hadiselerini daha o zaman görerek, ‘Ben Tahsin’i alıyorum’ demiş.”
Ağabeyler Anlatıyor 1